Homecoming’09

15 Kasım Robert Kolej’de homecoming günüydü. Kantinde sevgili yatakhane müdürümüz Aydın Beyle karşılaştık.

Kolej’in orijinal binaları aynı senelerde (1860’lar) ABD’de yapılmış üniversite binalarıyla aynıdır. MIT’ye ilk gittiğimde dış görünüş, koridorlar, doğramaların ötesinde kullanılan temizlik malzemesinden kaynaklanan bina kokusunun bile benzerliğine hayret etmiştim.

Akla gelmiyor değil: Yabancı bir ülkede bir Türk okulu açıldığında mimarisi neye benziyordur?

Bizim Tepe'de bir gül

Dönerken rengi ve duruşuyla çok klasik görünen bir gülün fotoğrafını çektim. Normalde pek de memnun olmadığım Sony Cybershot (ışığın az olduğu mekanlarda problemli, ya da ben ayarlarına alışamadım) ile macro mode’da bir deneme yaptım. Eve gelince hem resimin bayağı iyi çıkmış olduğunu gördüm ve soldaki yaprakta çekerken farketmediğim bir tırtıl süpriziyle karşılaştım.

DSLR konusu

Şu sıralarda fotoğrafçılığa tekrar vakit ayırmak istiyorum. Canon’un point-and-shoot modellerini kullandım ama artık DSLR’a geçiş yapmayı planlıyorum.

Fotoğraf çekmeye lise yıllarında Sirkeci’den alınmış ikinci el bir Minolta SLR ile başlamıştım. Dijital döneme point-and-shoot makinalarla başladım (Canon’lar). Taşıma kolaylığı ve oldukça iyi fotoğraf kalitesi memnun ediciydi. Ama SLR esnekliğini aradığım zamanlar oluyor (bir de eski negatifleri tarayıp iPhoto’ya atmamda bu isteği depreştirdi). Fiyatlar da daha makul seviyelere geldi. Şu anda Canon EOS XSi’yı düşünüyorum.

Bu arada siyah-beyaz ve renkli negatifleri taramak için Epson 4870 scanner’ını kullandığımı belirteyim. Bu scanner negatif tarayıcıya da dönüştürülebiliyor. Beraberinde gelen yazılım ile negatif karelerini otomatik ayırmak mümkün. Ama 4800 dpi (optical) taramak bir 35mm kare için 6 dakika kadar sürüyor.