Gazeteler ve internet hakkında

Internet çağında kağıda basılı gazetelerin satış problemleri çokça konuşulan bir konu. Türkiye’de ve dünyada bazı gazeteler internet sitelerini paralı aboneliğe çevirerek durumu kurtarmaya çalışıyorlar. Bunu deneyenler gördüğüm kadarıyla biraz tutkulu okuyucuları olan özellikli gazeteler (Taraf ve Cumhuriyet gibi). Ne kadar başarılı olduklarını bilmiyorum, ama karekod kullanarak kağıt gazete ile internet baskısını birleştirebilirler.

Her günkü gazeteye basılan (yeni baskı teknolojileri ile her bir gazete için ayrı bir kod bile basılabilir) karekodu mobil cihazına veya bilgisayarına okutan kişi internetteki içeriğe ulaşma hakkı kazanır. Mesela sabah eve gelen gazeteyi okumaya vakti olmayan birisi, evden çıkarken gazetesinin karekodunu telefonuna okutur. Daha sonra gün boyunca bu içeriğe telefonundan, bilgisayarından ulaşır.

Bu şekilde ulaşanlar ya hiç reklam görmezler ya da daha az reklam görürler. Karekodu olmayan kullanıcılar ya bol reklamlı ve/veya kısıtlı bir içerik görürler.

Lion: End of Mac OS X?

Apple announced that the next version of Mac OS X (10.7) will be called “Lion” continuing with the tradition of big cat names. Lion sits at the top of the cat family hierarchy in human imagination. Could this be the sign that 10.7 will be the last release of Mac OS X? By the time 10.7 is released next year, the OS will be 10 years old.

On the other hand, Apple is making in roads to the enterprise market with MacBooks. This implies longer term commitment to the platform. Maybe beyond 10.7, OS X and iOS convergence will be taken to a new level. Hints of this direction is already in the new interface style of iLife’11 and Lion.

Homecoming’09

15 Kasım Robert Kolej’de homecoming günüydü. Kantinde sevgili yatakhane müdürümüz Aydın Beyle karşılaştık.

Kolej’in orijinal binaları aynı senelerde (1860’lar) ABD’de yapılmış üniversite binalarıyla aynıdır. MIT’ye ilk gittiğimde dış görünüş, koridorlar, doğramaların ötesinde kullanılan temizlik malzemesinden kaynaklanan bina kokusunun bile benzerliğine hayret etmiştim.

Akla gelmiyor değil: Yabancı bir ülkede bir Türk okulu açıldığında mimarisi neye benziyordur?

Bizim Tepe'de bir gül

Dönerken rengi ve duruşuyla çok klasik görünen bir gülün fotoğrafını çektim. Normalde pek de memnun olmadığım Sony Cybershot (ışığın az olduğu mekanlarda problemli, ya da ben ayarlarına alışamadım) ile macro mode’da bir deneme yaptım. Eve gelince hem resimin bayağı iyi çıkmış olduğunu gördüm ve soldaki yaprakta çekerken farketmediğim bir tırtıl süpriziyle karşılaştım.

DSLR konusu

Şu sıralarda fotoğrafçılığa tekrar vakit ayırmak istiyorum. Canon’un point-and-shoot modellerini kullandım ama artık DSLR’a geçiş yapmayı planlıyorum.

Fotoğraf çekmeye lise yıllarında Sirkeci’den alınmış ikinci el bir Minolta SLR ile başlamıştım. Dijital döneme point-and-shoot makinalarla başladım (Canon’lar). Taşıma kolaylığı ve oldukça iyi fotoğraf kalitesi memnun ediciydi. Ama SLR esnekliğini aradığım zamanlar oluyor (bir de eski negatifleri tarayıp iPhoto’ya atmamda bu isteği depreştirdi). Fiyatlar da daha makul seviyelere geldi. Şu anda Canon EOS XSi’yı düşünüyorum.

Bu arada siyah-beyaz ve renkli negatifleri taramak için Epson 4870 scanner’ını kullandığımı belirteyim. Bu scanner negatif tarayıcıya da dönüştürülebiliyor. Beraberinde gelen yazılım ile negatif karelerini otomatik ayırmak mümkün. Ama 4800 dpi (optical) taramak bir 35mm kare için 6 dakika kadar sürüyor.