Çarşamba günü uzun bir Cambridge turu yaptık (Ali yine sabah erken dersi için MIT’ye gitmişti). Önce kaldığımız evden Kendall’a yürüdük ve öğle yemeği için Prat ile buluştuk (Gün 4 yazıma bakın). Start-up’lar, memlekete dönme vs. iyi bir sohbet oldu. Prat, Hindistan’da bir start-up başlatma çabasının nasıl akamete uğradığını anlatırken inşaatçılığın cazibesinden dolayı teknoloji start-up’larına fon olmadığını anlattı. Yani Türkiye’deki durumdan çok farklı bir manzara yok. Yemekten sonra nostaljik sebeplerden MIT’den Harvard’a kadar Massachusetts Avenue’dan yürüdük. Yolda Çiğdem’in sabah gelen emailindeki uyarısını dikkate alarak Central Square yakınlarındaki Toscanini’s dondurmacısına uğradık. Kakuleli bir dondurma yedim. Harvard Square yaklaşınca devamlı emaillerini aldığım Design Within Reach (DWR) mobilya mağazasını görüp girdik. Bedava wi-fi olması ve rahat kanapeler sayesinde on-onbeş dakika mola verdik. Daha sonra Harvard Bookstore’a girdik. Burası çok iyi bir kitapçıdır. Daha sonra yürüyerek eve gelince Cambridge’de 8,5 kilometrelik bir üçgeni yürümüş olduk. Akşam Gonca bizi alıp evine götürdü. Sanırım 1982’den beri yüzyüze görüşmemiştik. Eşi Curtis ve kızı Elif ile de tanışabilmiş oldum böylece. Çok keyifli bir akşam geçirip eski günleri, arada geçenleri konuştuk.
Gün 5
- Gün 4
- Amerika’da 0-6 Gün Arası
What a wonderful walk down memory lane it was last night. I met Tanju’s wonderful family and shared some pictures from the old days when Zehra’s husband, i.e. Ali and İrem’s father, was a young MIT student, learning folk dancing from yours truly while teaching himself how to play an authentic drum from his homeland of Sivas! Something about time that is so ruthless and yet so essential for human connections…
Can’t wait to hear from you during your cross country adventures!